Günümüzde magnezyum takviyeleri hakkında en sık karşılaşılan sorulardan biri şudur: “Hangi magnezyum hangi hastalığa iyi gelir?” İnternette veya satış platformlarında bu soruya verilen yanıtlar çoğu zaman bilimsel gerçeklerden çok uzak, ticari manipülasyonların ürünüdür.
Endikasyon Farkı Olduğu İddiası: Bilimsel Bir Safsata
Magnezyumun farklı tuzlarının ya da şelatlarının belirli sağlık problemlerine özel olarak etkili olduğu iddiası, bilimsel literatürde hiçbir temele sahip değildir. Bu tür söylemler, genellikle firmaların kendi ürünlerine avantaj kazandırmak amacıyla oluşturduğu pazarlama stratejileridir. Gerçekte, hangi magnezyum formu alınırsa alınsın, emilim sonrasında kana geçen aktif form yalnızca "magnezyum"dur. Yani etkili olan, magnezyumun kendisidir; taşıyıcısı değil.
Magnezyum Emilimi: Farkı Yaratan Nokta
Elbette her magnezyum formunun emilim oranı aynı değildir. Ancak bu fark, endikasyon değil; biyoyararlanım (emilim verimliliği) farkıdır. Kimi formlar sindirim sisteminden daha hızlı ve etkin emilirken bazıları düşük biyoyararlanıma sahiptir. Önemli olan, vücutta kullanılabilir hale geçen magnezyum miktarıdır.
En Düşük Emilimli Form: Magnezyum Oksit
Bilimsel araştırmalar, magnezyum oksit formunun en düşük emilim oranına sahip form olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu nedenle Anti Magnezyum Bisglisinat Vitamin C ve Anti Magnewo Magnezyum 30 Saşe gibi formların hangi ihtiyaca iyi geldiğini Anti Naturel ile öğrenmek için tıklayın!sadece içerik miktarına bakarak ürün seçmek yanıltıcı olabilir. İşte magnezyum formlarının emilim performansına göre sıralaması (en yüksekten düşüğe):
Bu sıralama, biyoyararlanım verileri temel alınarak oluşturulmuştur. Ancak unutulmamalıdır ki bireysel emilim farklılıkları, beslenme alışkanlıkları ve sindirim sistemi sağlığı da bu süreci etkileyebilir.
Kas ve Baş Ağrısı için Hangi Magnezyum?
“Kafa karıştıran” bu tarz sorular, bilimsel geçerliliği olmayan pazarlama taktiklerinin sonucudur. Kas ağrısı için bisglisinat, baş ağrısı için taurat gibi öneriler bilimsel değil, ticari temellidir. Çünkü vücuda alınan tüm formlar, emildikten sonra ortak bir biyokimyasal yol izler: iyonize magnezyum olarak kana karışır ve görevini yapar. Dolayısıyla bu ayrımların pratikte ve biyokimyasal olarak hiçbir anlamı yoktur.
Bu noktada Anti magnezyum ürünlerimize buradan göz atabilirsiniz.
Bilimsel Verilerle Destek
- Firoz M, Graber M. “Bioavailability of US commercial magnesium preparations.” Magnes Res. 2001;14(4):257-62.
Bu çalışmada, farklı magnezyum formlarının emilim oranları karşılaştırılmış ve en düşük emilim oranının magnezyum oksit formunda olduğu gösterilmiştir.
- Schuette SA et al. “Bioavailability of magnesium diglycinate vs magnesium oxide in patients with functional hypomagnesemia.” J Am Coll Nutr. 1994.
Bu çalışma, magnezyum bisglisinatın hem tolerans hem de emilim açısından çok daha avantajlı olduğunu ortaya koymuştur.
Sonuç: Bilim Dışına Çıkmayın
Magnezyum tuzlarının endikasyonları olduğu iddiası bilimsel değil, pazarlama kaynaklıdır. Tüketicinin bu konuda bilinçli olması; ürün tercihini emilim oranı, tolerabilite ve kişisel ihtiyaçlar gibi objektif kriterlere göre yapması gerekmektedir.
Unutmayın: Magnezyumu işe yaratan, içeriği değil, emilimidir.